Metalürji ve Paslanmaz Çelik

Metalürji, kısaca metal bilim olarak bilinmektedir. Bu bilim dalı metalleri, metal alaşımlarını ve cevherleri inceler. Isı ve elektrik iletkenliÄŸinin yüksek ve ÅŸekillendirmeye elveriÅŸli olmasıyla bilinen metaller, günlük hayatımızı kolaylaÅŸtıran birçok malzemenin içeriÄŸinde yer almaktadır. Demir, alüminyum, bakır, çinko, nikel ve cıva gibi birçok metal, metalürjinin inceleme konusudur. ÖrneÄŸin, paslanmaz çelik elde etmek için ne kadar demir, karbon ve krom kullanılacağını ve hangi kullanım alanı için alaşım oranının ne ÅŸekilde olması gerektiÄŸinin tespiti, metalürji biliminin kapsamı alanındadır.  Amacı; kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayan, uygun kalitede metallerin üretilmesini saÄŸlamaktır. Bu çerçevede metalürjinin önceliklerini; metallerin üretimi, saflaÅŸtırılması, ÅŸekillendirilmesi, alaşımları ve korunması olarak ifade edebiliriz. Metalürji, tüm bu faaliyetler sırasında çevresel sorumlulukları göz önünde bulunduran bir teknoloji ve bilim dalı olarak karşımıza çıkar.

İlk Metalürji Mühendisleri

Günümüzde analitik düÅŸünme ve tasarım yeteneÄŸine sahip metalürji mühendisleri; havacılık sektöründen ağır sanayiye, silah sanayisinden inÅŸaat sektörüne kadar metallerin kullanıldığı birçok alan için çalışmalarını yürütmektedir. Ancak ilk metalürji mühendislerinin, tarih öncesi dönemde ortaya çıktığını söylersek yanlış ifade etmiÅŸ olmayız. Tarih öncesi döneme adını veren ve bakır, tunç, demir çağı olarak anılan maden devirlerinde insanlar; tabak, kaşık, bıçak gibi günlük ihtiyaçlarının yanı sıra, süs eÅŸyalarını da iÅŸledikleri metallerden üretiyorlardı. Hatta bakırın yumuÅŸaklığını gidermek için bakır-kalay alaşımından elde ettikleri, bakırdan daha sert yapıdaki tunç ile yeni bir döneme kapı araladılar. Yine de maden devrinin zirve noktası demir olmuÅŸtur. DoÄŸada bol miktarda bulunması ve kolayca iÅŸlenebilen bir yapıya sahip olması, insanlar için demiri bir dönüm noktası hâline getirmiÅŸtir. Ergenekon Destanı’nda da demirden bir dağın eritilerek Türklerin yeniden doÄŸduÄŸu anlatılmaktadır. Günümüzden 3000 yıl öncesine adını veren demirin bulunması, madeni paranın ortaya çıkışında itici güç olmuÅŸtur. Ticaret geliÅŸmiÅŸ ve akabinde bulunan “yazı” ile insanlık, tarihi devirlere geçiÅŸ yapabilmiÅŸtir. Bugün bir maden dönemimize isim sahipliÄŸi yapacak olsaydı; o paslanmaz çelik olurdu.

Paslanmaz Çelik Dönemi

Paslanmaz çelik; uzun ömürlü, sert ve dayanıklı yapısıyla hemen hemen tüm sektörlerde tercih edilmektedir. Odun kömürü kullanılarak demir üretiminin gerçekleÅŸtirildiÄŸi M.Ö.1000’li yıllardan günümüze gelindiÄŸinde, demirin yumuÅŸaklığının karbon alaşımıyla giderildiÄŸini görüyoruz. Demir ve %2 oranına varan karbon alaşımıyla elde edilen çelik; sert ve ÅŸekil alabilen yapısıyla birçok sektörde yaygın olarak kullanılmaya baÅŸlanmıştı. Özellikle Sanayi Devrimi döneminde, Bessemeger deÄŸiÅŸtirgecinin bulunmasıyla çelik üretiminin maliyeti düÅŸtü ve seri üretime geçildi. Ancak metallerin oksijenle teması sonucunda oluÅŸan oksitlenme, paslanmaya neden oluyordu. ÇeliÄŸe paslanmazlık özelliÄŸi katan kromun alaşıma dahil edilmesiyle, çeliÄŸin kullanım alanı her geçen gün artmaktadır. Alaşımdaki krom miktarı, kullanım alanına göre %10.5-25 arasında deÄŸiÅŸmektedir. Krom, demirin oksitlenmesini engelleyerek çeliÄŸe paslanmazlık özelliÄŸi katmaktadır. Korozyon dayanımının yüksek olması gereken ağır sanayi, gemi sanayi gibi sektörler için üretilen paslanmaz çeliklerde; alaşımlarında bulunan krom miktarı daha fazla olabilmektedir. Bazı durumlarda da alaşımda bulunan karbon miktarı arttıkça çelik daha sert hâle gelmekte; ÅŸekil alması ise zorlaÅŸmaktadır. Ä°ÅŸte kullanım alanına göre paslanmaz çeliÄŸin alaşımında bulunan demir, karbon ve krom miktarını tespit eden metalürji bilim dalıdır. Bugün sert, dayanıklı, uzun ömürlü paslanmaz çeliÄŸin hayatımızın her alanında yer almasının nedeni, metalürjinin bu alanda yaptığı araÅŸtırma ve geliÅŸtirme faaliyetleridir.

Metalürji